Sorumluluk ve Suçluluk
Hep disiplinden bahsederiz, bunu hepimiz biliyoruz ama peki ya özdisiplinimizden ne haber?
Öz disiplin yaşamsal ve ilişkisel sorumluluklarımızı yerine getirmemizi sağlayan içsel bir enerji, bizi yetişkin yapan olgunlaştıran bir araçtır,önemli bir ego parçamızdır.Yetişkin benimiz zihnimize hakimse bu aracı ve parçamızı sıkça kullanırız.Öz disiplinimizi sağlayamamak demek; hayatımızın sorumluluğunu alamamak yani yapmamız gerekenlerle yaptıklarımız arasındaki uçurum olarak ifade edilebilir.Kişiliğimize yetişkin benimiz değil de çocuk benimiz hakimse; öz disiplinden uzak, sorumluluklardan kaçan,kolaycı bahaneler üreten, tembel parçamızı kullanırız ki bunun da en iyi yolu bağımlı yaşam yada içsel süreçlerimizi dışsallaştırmayı araç olarak kullanmaktır.
Öz displinden kaçışın günlük yaşamda çeşitli örneklerine bakalım…
- Beni kızdırdığın için sana bağırdım…sorumlu olan söylem ise “öfkemi kontrol edemediğim için bağırdım “olmalıdır.Öfke duygusunu yaşadım demekten korkuyor, bunun sorumluğunu alamıyoruz…
- Yada Sen dediğin,sen öyle istediğin için yaptım..sorumlu olan söylem “kendi istediğimi seçemedim “ olmalıdır.Seçim yapmaktan korkuyor; ya kötü çıkarsa, ya sonu iyi bitmezse, ya acı çekersem, ya eleştirilirsem korkumuz vardır…
- Konuşmamız gerekiyor bana yaşamda yeterince alan açmıyorsun…
- Sorumlu söylem “bana lazım olan alanı kullanmak için kimseden izin almama gerek yok..hava su gibi benim hakkım izinsiz kullanmam gerek”kişi sınırlarını çizememektedir ve sınır ihlalinin faturasını karşı tarafa kesmektedir.
- Sen Hatırlatmadığın için unuttum..
Sorumlu söylem “ben yapacak olduğumu not almadığım için unuttum yerine getiremedim”olmalıdır.
Günümüzde işlevsel ve başarılı gibi görülen mükemmeliyetçi ve kontrolcü kişilik yapısı; aslında özdisiplin sorunu yaşamaktadır.Acı, hayal kırıklığı ve elemden kaçar, sorumlulularını yerine getirmez.Buda süper egoyu harekete geçirip suçluluk duygusu yaşanmasını sağlar.
Sorumluluk içeren hayat kararlarını almak, bunu deneyimleyebilmek zordur.Başarı odaklı yetiştirilen bireyler ; kontrolcü ve mükemmeliyetçilik ikilisinin gölgesinde yaşarlar.Başarısızlık duygusu kaçılması gereken duygu olarak öğretilmiştir.Bunun sorumluğundan kaçış yolları önceden bulunur, bilinir ve geliştirilir.Bağımlı,yapışkan,aşırı koruyucu kişiliklerin, ayrışamama veya kontrolcülük en çok kullandığı kişilik parçalarıdır.Bu bireyler önemli ötekilerlerle ( yani anne, baba ve kardeşleriyle,yakın arkadaşlarıyla) ayrışamama, aşırı koruyucu,bağımlı yada kontrolcü ilişki kurarlar.
Sorumluluklarımızı alamadığımız sürece hep içsel sesimiz,pişmanlık ve acabalar ile doludur ki bu da kaygı,kararsızlık ve mışlarla dolu bir yaşam sunar.
Kendi hayatınızın sorumluluğunu alamıyorsanız, davranışlarınızın iyi yada kötü olabilecek her türlü sonucunu kabul etmekten kaçınıyorsunuz yani hayatla kaçak güreşiyorsanız bilin ki özdisiplin ile aranız iyi değil..Gündüz vakti kendinizi loş bir Işık’ta yada karanlıkta gibi hissedersiniz, bir türlü çok arzuladığınız parlayan aydınlığa ışığa ulaşamazsınız, benden söylemesi… Bu yazıyı okuduktan sonra da kendinize ve kararlarınıza şöyle bir gözatmanın sorumluluğu sizde, hadi gelin bu bir başlangıç adımı olsun!